9 Ağustos 2013 Cuma

1 Güzel 3 Film: Marion Cotillard



Bazı kadınlar var ki bakmaya doyamıyoruz. Benim için bu kadınların başında Fransız güzel Marion Cotillard geliyor. 1975 doğumlu güzeli birçoğunuz Taksi serisinden hatırlayacaksınız. Bense kendisini ilk olarak Küçük Beyaz Yalanlar'da (Les Petits Mouchoirs) izledim ve ünlü olduğunu dahi bilmeden hayran kaldım. Yakın zamanlardaysa 2003 yapımı Cesaretin Var mı Aşka'da (Jeux D'enfants) kendimi ekrana bakmaktan alıkoyamadım. Fransızca konuşmanın çok yakıştığı Marion Cotillard aynı zamanda çok başarılı bir oyuncu. 2008 yılında En İyi Kadın Oyuncu dalında Kaldırım Serçesi filmiyle Oscar kazanadı ve bu ödülü İngilizce olmayan bir filmle alan ikinci aktris oldu. Taxi, Inception, Public Enemies, The Dark Knight Rises gibi büyük bütçeli Hollywood yapımlarında boy gösterse de hala Avrupa sinemasını renklendirmeye devam ediyor. 2012 yapımı Pas ve Kemik (De Roille et D'os) filminde iki bacağı kesildikten sonra hayata tutunmaya çalışan katil balina eğitmeni Stephanie rolüyle izledik kendisini. Bu yılda Oscar adayı olması beklenirken aynı yıl rol aldığı The Dark Knight Rises filminde sergilediği unutulmaz ölüm sahnesinde (aşağıda sahneyi ekliyorum) gösterdiği komik ötesi performansıyla bu adaylığı elinden kaçırdı.



Şimdi yıldız oyuncunun rol aldığı unutulmaz 3 filmi inceleyelim:

La Mome (La Vie en Rose-Kaldırım Serçesi)




Oscar ödüllü filmle başlayalım önce. Unutulmaz Fransız şarkıcı Edith Piaf'ın hayatının anlatıldığı filmde Marion Cotillard başrolde. Hayat kadını annesi tarafından dünyaya getirildikten sonra terk edilen Edith Piaf hayata sokaklarda şarkı söyleyerek başlamıştır. Sokak şarkıcılığından dünya starlığına uzanan bir hayat, acı veren bir hastalık ve unutulmaz aşkı Marcel. Marion Cotillard'ın bedeninde yeniden hayat bulan Kaldırım Serçesi ancak bu kadar başarılı oynanabilirdi. Filmde aynı zamanda unutulmaz şarkıları da dinleme fırsatı buluyoruz. Filme adını veren La Vie en Rose için





Nine (Dokuz)





Müzikal filmlerin en başarılı örneklerinden olan Nine başarılı kadrosuyla da dikkat çekiyor. Daniel Day-Lewis, Nicole Kidman ve Penelope Cruz filmde Marion Cotillard'a eşlik ediyorlar. Film, dokuzuncu filmini çekmeye zorlanan yönetmen Guido Contini'nin bir türlü yazacak konu bulamamsı, bu sancılı süreçte karısı, metresi ve diğer kaçamaklarını konu alıyor. Bu hikayeyi izlerken ünlü oyuncuların seslendirdikleri şarkıları da dinliyoruz. Fergie'nin de bir şarkısıyla renklendirdiği Nine'da Sophia Loren, Kate Hudson, Judi Dench gibi ünlü isimlerle de gözlerimizi ve kulaklarımızı şenlendiriyoruz. Filmde Marion Cotillard 2 şarkı seslendiriyor. Benim dinlemeye doyamadığım Take It All için




Midnight In Paris (Paris'te Gece Yarısı)





Ve geldik benim en sevdiğim filmlerden biri olan Midnight In Paris'e. Zaman tanımayan yönetmen Woody Allen son yıllarda Avrupa'nın en güzel şehirlerinde çektiği filmlerle gündemden düşmedi. Yeni filmiyle New York'a dönecek olan yönetmen, ağzımızda Londra, Barcelona, Paris ve Roma'nın tadını bıraktı. Nişanlısıyla birlikte Paris'i ziyaret eden genç yazar Gil, kariyerinde tıkanma noktasına gelmiştir filmde. Nişanlısı Inez bu durumu hiç kolalaştırmamaktadır. Bir gece, içinde bulunduğu kasıntı ortamdan kaçan Gil gece yarısı çanının çalmasıyla birlikte kendisini 1920 lerin Paris'inde buluverir. Orada Gil'i Hemingway, Picasso, Dali gibi efsane sanatçıların yanısıra güzelliğiyle göz kamaştıran Adriana da beklemektedir. Yazar bundan sonra gündüzleri günümüze gelirken geceleri Altın Çağ'a dönmektedir. Filmde bizi küçük bir sürpriz olarak Carla Bruni de bekliyor.

Daha önce Marion Cotillard'ı izlemediyseniz sizi ilk iş olarak izlemeye davet ediyorum. Cesaretin Var mı Aşka'daki partneri Guillaume Canet'le evli olan yıldızın bir de oğlu var.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder